Müziği duymayan hemen hemen
kimse yoktur. Bu müziğin üstünde
test amaçlı oynamalar yapıldı.
Hiçbir özel ayarlarına
dokunulmadı.
Müzik Editörü
Yorumu:
Harun Karamuklu
Merhaba...
Hayatta her şeyin yapımında bir
incelik, bir zorluk vardır.
İnsan ilişki türleri bile çok
hassas kurallar üzerine
kuruludur. Aynı şeyler müzik
dalında da var. Bilenler bilir.
Çok ince ayrıntılar ve
matematiksel hesapların birbiri
ile uyumluluğu en temel
kuraldır. Bu kurallar kesinlikle
çiğnenemez. Bu olduğu takdirde
anlamsız sapmalar, uyuşmazlıklar
boy gösterir ve bütün projenin
hayatı tehlikeye girer. Bu işi
yapmanın birden fazla yolu
vardır. Bunlardan birincisi ve
en kolay olan yolu, program
firması tarafından hazırlanan
hazır ve birbiri ile
ilişkilendirilmiş, metronom vb.
ayarları yapılmış ses
dizelerinin kullanımıdır.
Bunların hepsi müziği yapan
kişiye değil, programı
tasarlayan firmaya aittir. Aynen
bazı cep telefonlarında bulunan
basit, sınırlı dj programları
gibi. Bunlarla bir şey yaparsın
ama o yapılan ne derece sana ait
olur bu tartışılır. Aslında
tartışılmaz bizce. Bu tamamen
başkalarının ürünüdür ve zaten
onların belirlediği düzen
geçerlidir. İsteseniz de bunun
üstüne çıkamazsınız. Amatör
kişiler için uygundur hatta bazı
profesyonel kişiler dahi
işlerine geldiği kısımlarını
alır, kullanırlar. Bu iş
akışında özgürlüğe ve
sınırsızlığa yer yoktur.
Kuralları bellidir ve kuralları
yapacağınız işe göre değil,
yapacağınız işi kurallara göre
uydurmak zorundasınız. Zaten bu
nokta olayı tamamen bitirir.
Creative (yaratıcı) insanlar
kesinlikle bu yöntemi kullanmaz,
kullanamaz. Uygun değildir.
Geçelim diğer yönteme. Bu yöntem
ise tamamen profesyonel
yöntemdir ki bu en zor olanıdır.
Bu çizgiyi aşabilirseniz
yapamayacağınız iş hemen hemen
yoktur. Kuralları siz belirler,
bütün kapıları açar veya
kapatırsınız. Yoktan var
etmeniz, bütün kuralları ve
dökümanları (plung, present,
parçalar, objeler, efektler)
yapacağınız işe uygun olarak
yeniden tasarlamalısınız. Tıpkı
bir şiir gibi. Yani bir nevi bu
ortamın içinde tanrı rolü
üstlenmiş olursunuz. Hazır müzik
yok, metronom yok, beat yok,
tempo yok ve daha neler yok.
Anlayacağınız ortada hiçbir şey
yok. Hepsini tek tek
uyumluluğunu denetleyerek
kendiniz yapmak zorundasınız. Bu
sebeple aslında iş bilgisayar
ortamında değil kafada başlar,
başlamalıdır. Beynimizin sağ
bölümünde yani. Burada proje
için bir ana tema belirir ve
davamı gelir. Bilgisayar
ortamına geçmeniz gereken
protokoller bile sizin kafanızın
içinde bulunan o süper
bilgisayarda belirlenmeye
başlayarak işinizi
kolaylaştırır. Bu evre
gerçekleşmezse işiniz zordur
hatta imkansızdır. Bu evre
gerçekleşir ve başlarsınız ama
moral, üstün konsantrasyon ve
sakin kafa ihtiyacımız olan
diğer hayati etkenlerdir. Daha
sayılacak çok şey var ama teknik
ayrıntı içerir buda bizi
konumuzun dışına çıkarır. Neyse
etkenlerimiz hazırsa heyecanla
başlayabiliriz. Bu yöntemle
yapılan bir müziği 3-4 dakikada
dinler ve kapatırız. Ama geri
planda bayağı emeğin saklı
olduğu unutulmamalıdır. 3-4
dakikada dinleyip bitirmek bence
müziği yapan kişi veya kişilere
hakaret sayılır. Ama her işin
bir yordamı olduğu için
yapılacak pek fazla bir şey yok.
Bazı şeyler istediğin gibi
değil, istenildiği gibi
seyreder. Bunu hoşuna gitmese de
değiştiremez çaresiz izlersin.
İstesen de, istemesen de. Özetle
söyleyeyim zordur ama bir o
kadar da zevklidir ve bu iki
kavram birbirini dengeler.
Katıldığınız için teşekkür
ederim...
Not: Şu
an bulunduğunuz site halen yapım
aşamasındadır. Bu nedenle size
sunulan bağlantıların dışına
çıkmamaya özen gösteriniz. İE 8,
Mozilla Firefox, Google Chrome
tarayıcılarında test edilmiştir.
Gene de sürüm farkından doğan
görüntüleme problemi olursa
bize
bildiriniz.